Scanner
askerde komutan emir erine seslenmiş:
çabuk bana bir lazer yazici getirin
er gitmiş ve bir askerle geri dönmüş
komutan : bu ne lan
asker: lazer yazıcı komutanım
komutan: nasil oluyor ??
asker: temel, hem laz hem de er ve de yazıcılık yapar.
komutan: ulan iyi ki scanner istemedik...
Sultanın Göğüsleri
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş..
Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış..
- "Bana sultanın göğüslerini koklat. Ömur boyu biriktirdiğim bin altın senin" demiş.
Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe. Kenar mahallelerde tanıdığı
bir simyaci - büyücü karışımı bir kadın varmış. Ona gidip bir losyon
hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyeceği
korseye iyice sürmüş.
Sultan çıplak tenine korseyi takınca, losyon etkisini hemen göstermiş.
Göğüsleri yangın yeri gibi yanmaya başlamiş. Saray doktorları
merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.
Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek. Harem ağası ortaya çıkmış
ve padişaha "Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir.
Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek care, Ahmed'in dili.
Kralicemizi ancak o kurtarır, eğer siz izin verirseniz" demiş. Padişah
çaresiz çağırmış Ahmet'i hareme. Ahmet bir saate yakın sultanla yalnız
kalıp muradına ermiş.
Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye
yanaşmamış. "Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze
alamazsın. Hadi bakalım, çek arabanı" demiş, harem ağasına.
Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı
losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş...
Sinekler
Sekiz yaşındaki erkek çocuğu elinde raket, gözünü pencere camına konmuş çiftleşmekte olan sineklere dikmiş ve sonra da:
- 'Anneee!!' diye çağırmış... 'Sineklerin erkeği olur mu?' Anne bu masum sorudan kuşkulanmadığı için
- 'Olur yavrum...' cevabını verince, oğlan sorusunu ikilemiş:
- 'Peki sineğin dişisi olur mu?' Kadın o zaman soruların içinden çıkılmaz bir yere gideceğini sezip yan çizmiş ve:
- 'Olmaz evladım...' demiş.
Çocuk aradığı cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin üzerine yapıştırmış:
- İbneler!
Avukadın Sadakası
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara *** teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
İşçinin Rüyası
BİRGÜN İŞCİNİN BİRİ RÜYAGÖRÜR VE ERTESİ GÜN İŞEGİTTİGİNDE PATRONUNA
ANLATIR AHMET BEYRÜYAMDA İKİMİZ AYNI UÇAKTA GİDİYORUZ VE UÇAK DÜŞÜYOR
İKİMİZDE ATLIYORUZ AŞAGIDA İKİ ÇUKUR VAR BEN BOK ÇUKURUNA SENDE BAL
ÇUKURUNA DÜŞÜYORSUN PATRON DER :TABİ O KADAR OLSUN BEN PATRONUMDER
İŞCİDE GARİPOLAN OYA DER İKİMİZDE BİRBİRİMİZİ YALIYARAK TEMİZLİYORUZ
BEN BAL YALIYORUM SİZ BOK